Aydın Sever - 25 Mayıs 2017
Danny Boyle’un 1996 yapımı olan ve eleştirmenlerce oldukça beğenilen aykırı filmi "Trainspotting" uyuşturucu üzerine basit bir filmden öte uyuşturucuya gençlerin neden yöneldiğini ciddi bir sistem eleştirisiyle ele alan ve sıra dışı bir bakış açısıyla olaya yaklaşan bir yapımdır.
Danny Boyle’un 1996 yapımı olan ve eleştirmenlerce oldukça beğenilen aykırı filmi "Trainspotting" uyuşturucu üzerine basit bir filmden öte uyuşturucuya gençlerin neden yöneldiğini ciddi bir sistem eleştirisiyle ele alan ve sıra dışı bir bakış açısıyla olaya yaklaşan bir yapımdır.
Trainspotting, ezik, yalan söyleyen, hırsızlık ve psikopatlık yapan uyuşturucu
bağımlısı gençlerin gittikçe yaklaştıkları sonu ve aralarında bozulan
ilişkileri anlatır. Bu gençlerin yolun sonuna gelmeden bu bağımlılıktan
kurtulmaları gerekmektedir.
Mark Renton dışında kimsede bu irade yoktur. Renton ise bu
iradesini uzunca bir süredir gösterememektedir.
Renton filmin açılışında bu iradeyi neden gösteremediğine
ilişkin öyle cümleler sarf eder ki film daha başından niyetini belli eder.
Tamamen maddi değerlerle yaşayan ve bunlara bağımlı olmuş,
kapitalist tüketim toplumunun davranışlarını ve yaşam tarzını çoğu zaman
kendisine verdiği zararların farkında olmadan benimsemiş bireylerin yaşadığı
yabancılığı ve insanı özünden uzaklaştıran bu yaşam tarzının getireceği
mutsuzluk ya da sahte mutluluğu kendi tarzıyla anlatan Renton, bu yaşam
tarzının da başka bir bağımlılık olduğunun altını çizer. Trainspotting bu noktada
uyuşturucuya yönelim konusunda bireysel iradeden ziyade toplumun önem verdiği
değerlerin de ne kadar etkili olduğunu izleyiciye aktarır ve oldukça sıra dışı
bir yaklaşım sergiler. Filmin bu yaklaşımı neredeyse "uyuşturucu
kullanmakta haklısınız" dedirtecek kadar anarşist bir yaklaşımdır.
Diğer yandan filmin Lou Reed imzalı olağanüstü parçası
"Perfect Day" e değinmeden geçmeyelim. Lou Redd'in bu enfes parçası
1972 tarihli Transformer albümündendir. Hiçbir türe bağımlı olmayan independent
bir parça olan "Perfect Day" bu filmle tekrar popüler olmuştur.
Piyano ile hafifçe bir giriş yapan parça, Lou Redd'in müziğe
çok uyumlu yumuşak sesiyle devam eder. Ardından yaylıların girişi ile parça
müthiş keyifli bir hal alır. Müzik tarihinin önemli parçalarından olan
"Perfect Day" eşi benzeri olmayan kendine has bir parçadır.
Gününüz iyiyse bu parça sizde müthiş bir etki bırakabilir.
Ama kötüyse biraz uzak durmak gerektiğini düşünüyorum.
Trainspotting, Renton'ın kafasının güzel olduğu bir anda
"Perfect Day" fonda girer. Sahneyle müzik müthiş uyumludur. Aslında filmde
anlatılan hayatın anlamsızlığının yarattığı o boşluktur. Uyuşturucu hayatın
zorluklarından ve anlamsızlığından bir nevi kaçıştır. Bağımlılar bundan dolayı
uyuşturucuyu bırakamamaktadırlar. Çünkü hayatın boş ve anlamsız olduğuna dair
kendilerince çok hakĺı nedenleri vardır ve uyuşturucuyla gelen bu (geçici de
olsa) mutluluk çok kıymetlidir. Çünkü mutluluğun ne olduğunu gerçekten
unutmuşlardır ya da en acısı hayatlarında hiç mutlu olmamışlardır.
Uyuşturucu alan bir gencin gözüyle çekilen sahne filmin
unutulmaz sahnelerinden biridir ve yaratıcılıktan da nasibini fazlasıyla alır.
İşte müzik ve sinemanın güzel bir bileşimi :
Ben de Sizin Gibi Olacağım. İş, Aile, Büyük Boy TV...
Reviewed by sineMakale
on
Mayıs 25, 2017
Rating:
Hiç yorum yok: