Hangi rolde oynarsa oynasın Matrix serisindeki Neo’un
başarısının üzerine çıkamayan Reeves, filmlerinden çok sosyal medyada yaşadığı
trajik olaylar ve bir Hollywood yıldızına yakışmayacak derecedeki (!) sıradan
hayatı ile konuşulmaya başlanmıştı ki, o
geldi: John Wick. 2014 tarihli film aksiyon izleyicisini ziyadesiyle
memnun etmişti. Doğal olarak serinin ikinci filmi de vakit geçirmeden izleyici
ile buluştu.
İlk filmi izlediğimde yönetmeni hakkında bilgi sahibi
değildim. Ama izlerken bu filmde en büyük ödül dublörlere verilmeli diye
içimden geçirmiştim. Sonrasında kamera arkasındaki isim olan Chad Stahelski’nin
deneyimli bir dublör olduğunu öğrendim. Gerçekten bu yeteneğini ve tecrübesini
her iki filmde de oldukça iyi kullanıyor Stahelski.
Tam olarak ismini koyamayacağımız ama mafya da diyemeyeceğimiz
gizemli ve elit bir örgütün tetikçiliğini yapan John Wick, bir kadına aşık olması
üzerine bu örgütten ayrılır. Ancak bir süre sonra eşini kaybeder. Acısını tek
başına yaşarken birkaç kendini bilmez John Wick’in arabasını çalar ve karısının
hediye ettiği köpeği öldürür. Bu hadsizlerden biri de Viggo Tarasov adında yer
altı dünyasının önemli adamlarından birinin oğludur. Tarasov, Wick’i iyi tanır
ve ilk orada duyarız John Wick’in üç kişiyi sadece bir kalemle öldürdüğünü. Hikaye
doğal akışında seyreder ve John Wick hem oğlunu hem de Tarasov’u öldürerek intikamını
alır.
Bu noktadan sonra John
Wick 2’ye ilişkin sürpriz bozan içerik vardır.
John Wick 2, ilk filmin kaldığı yerden başlıyor. John Wick
arabasının Viggo Tarasov’un kardeşinde olduğunu öğrenir ve (sebebini
anlayamadığım bir şekilde) Tarasov’un biraderinin tüm adamlarını öldürdükten
sonra ona barış teklif eder ve hurdaya dönmüş arabasını alıp evine döner. Wick'in üç kişiyi bir kalemle ödürdüğüne ilişkin rivayete yeniden kulak misafiri oluyoruz bu arada.
Kahramanımız evinde tam acısıyla baş başa kalmak için
hazırlıklarını yaparken geçmişten gelen ve elinde kan mührü olan ikinci filmin
kötü adamı Santino D'Antonio çıka gelir. Mühre dayanarak Wick’ten kendisi için bir
iş yapmasını ister ama Wick reddeder. Bunun üzerine Santino D'Antonio da onun
evini yakar. İçinde bulunduğu garip örgütün kuralları gereği mührü elinde bulunduran
D'Antonio’nun işini yapması gerektiği hatırlatılır kendisine ve o da görevi yerine
getirir. Yerine getirdikten sonra durmaz ve kendisini istemediği bir işi yapmak
zorunda bırakan D'Antonio’nun da peşine düşer. Onu korunaklı alan olan
Continental Otel’de öldürür. Kuralları çiğnediği için tüm serbest geçiş hakları
feshedilen John Wick’in hayatta kalabilmek için artık sadece bir saati vardır…
derken bunun üçüncü filmin konusu olduğunu anlıyoruz.
John Wick 3 ne zaman vizyona
girecek diye heyecanla bekleyenlere söyleyeyim. Filmin çekileceğine
ilişkin duyuru yapıldı. Ancak henüz çekim takvimi oluşturulmamış.
Gelelim filmle ilgili değerlendirmelerime. Her şeyden önce
ben ilk filmdeki kötü adam olan ve ne yazık ki geçtiğimiz günlerde erken yaşta
yitirdiğimiz Michael Nyqvist’i daha çok sevmiştim. İkinci filmde kötü adam
rolünde izlediğimiz Riccardo Scamarcio, Nyqvist’e göre daha zayıf kalıyor
kanımca.
İkinci film kuşkusuz ilk filmden daha kanlı. Google, “John
Wick kaç adam öldürdü?”diye sorduğumda ilk film için bu rakam yaygın
görüşe göre 76, yönetmene göre ise 84 iken, ikinci filmde 128 kişiyi
öldürdüğünü öğrendim.
İkinci filmin bir başka sürprizi ise Keanu Reeves ve Laurence Fishburne’ü yeniden karşı karşıya
görmek oldu.
İkinci film bize John Wick hakkında daha fazla bilgi
verirken, nihayet kalemle adam öldürmesine de tanık oluyoruz. Filmde
James Bond tarzı kurşungeçirmez takım elbise diken terzilerden, şarap tadımcısı
diye geçen ve silah satan adamlara kadar birçok detay var.
Ne yazık ki ben ilk filmi daha çok sevmiştim. İkinci film bize
daha fazla detaydan fazlasını ne yazık ki veremiyor. Sürekli devam eden dövüş
ve şiddet sahnelerinin kareografisi her ne kadar çok başarılı bir şekilde yapıldıysa
da merak uyandırmaktan ziyade sıkıcı bir tekrardan ibaret kalıyor. Bu durumu
aşmak için de kahramanımıza daha fazla insan öldürtülüyor ama ne yazık ki filmi
kurtarmak için yeterli olmuyor. Sanırım bu durumu yapımcı ve yönetmen de
anlamış olacak ki üçüncü filmde Wick daha savunmasız olarak dövüşecek. İlk filmde
ayrıca izleyiciyi sürprizler bekliyordu. Ama ikinci filmde Wick’in neler
yapabileceğini biliyoruz. Dolayısıyla izlediğimiz hiçbir şey bizim için sürpriz
değil.
Tüm bunlara rağmen aksiyon sevenler için harika bir film. Keanu
Reeves’i Matrix’ten sonra tekrar dövüşürken izlemek çok keyifli. Ama hepsi o
kadar.
John Wick 2: Daha Kanlı Ama Daha Vasat
Reviewed by sineMakale
on
Temmuz 13, 2017
Rating:
Gerçekten enteresan John Wick adam öldürme sayısı o kadar ön plana çıkıyorki daha fazla adam ödürerek zaman doldurma girişimine gitmişler. Dediğiniz gibi 3. filmde daha savunmasız olacağı için daha fazla adam öldürme olacaktır. Beklentimiz vasat üstü olması
YanıtlaSilİlk filmin tadını bir daha alamayacağız
Sil