Filmler temelde ses ve görüntüye hitap ederler ve bu iki
duyuyu yakalamak açısından mükemmeldirler. Bununla birlikte bir filmin bir şeyi
koklamamıza veya tadına bakmamıza olanak sağlaması oldukça zordur.
Ancak öyle filmler var ki, bizi bulunduğumuz koltuklardan
alıyor ve o yemeklerin pişirildiği mutfaklara götürüyor. Öyle ki bazı filmlerin
yönetmenleri gastronomiyi bir fetiş olarak kullanmakta çok başarılılar.
İşte bu yazımızın konusu bizi bizden alan, ağzımızın
sularını akıtan o eşsiz filmler.
Babette’s Feast - Babette Şöleni (1987)
En İyi Yabancı Film Oscarını kazanan ilk Danimarka filmi
olan Gabriel Axel'in "Babette Şöleni", Danimarka’da, dünya
nimetlerinden mahrum, arınmış ve dindar insanların yaşadığı Jutland adında kasvetli
bir köyde geçiyor. Onlara göre her türlü insani istek şeytancadır. Bir gün Babette
Hersant bu köye gelir ve 14 yıl boyunca cemaat için yemekler pişirir. Bir gün
piyangodan çıkan ikramiye ile komşularına bir şölen hazırlar. Başta dünyevi
zevkleri reddeden insanlar bu ziyafete direniş gösterirken sonrasında insanlar deyim
yerindeyse tam anlamıyla yemek yemekten sarhoş olurlar. Yemek konusunda kült olarak nitelenen filmin
sonunda insanların mutluluğu gerçekten görmeye değer.
Soul Kitchen-Aşka Ruhunu Kat (2009)
Bu listede bulunan gıda pornosunu düşündükten sonra, Fatih
Akın'ın filmi bir ferahlama veriyor insana. Bir liman banliyösünde müşterisi az
olan bu restoranın çehresi yeni bir şefin gelmesiyle değişir. Bir yandan restorandaki dönüşümü izlerken
diğer yandan restoranın sahibi Zinos'un çalkantılı hayatını izliyoruz.
Big Night - Büyük Gece (1996)
Amerika’ya göç eden birbirinin zıttı iki İtalyan kardeşin
bir İtalyan mahallesinde büyük zorluklarla çalıştırdıkları lokantalarını ve
kendilerini anlatan bir film Big Night. İnatçı büyük kardeş kendinden hiçbir şekilde ödün
vermez, mutfağı kutsal bir alan olarak görürken; küçük kardeş ise
nasıl köşeye dönerizin derdinde. Birbirinden farklı iki kardeş farklılıkları lokantalarını
batma aşamasına getiriyor.
Chef - Şef (2014)
Carl Jasper adında efsane olma noktasındaki bir aşçımız var. Ancak
kariyeri ve aile hayatı gittikçe kötüye gitmektedir. Bir de ünlü bir
eleştirmenin kendisini eleştirince gemileri yakar ve çalıştığı restorandan
ayrılıp bir yemek karavanı alır. Amerika’yı gezerek sandviç satmaya başlayan Jasper. oğlu
ve eşiyle de bu süre zarfında arasının düzeltir. Aynı zamanda bir yol filmi de olan Şef
izlenmeye değer.
The Cook, The Thief, His Wife & Her Lover - Aşçı,
Hırsız, Karısı ve Aşığı (1989)
Film, mizahı damak zevkine sahip olanlar için, karanlık bir
komediye çeviriyor. Albert herkesin korktuğu, bir hayduttur. Bu iğrenç adam
her akşam adamları ve karısı Georgina ile aynı restoranda açgözlü sofralar kurdurup
yemek yer. Bu adamın sözünü geçiremediği tek kişi ise restoranın aşçısı. Kan ve şehvet üzerine
kurulu, hem eğlenceli hem de korkunç film. sıradışı İngiliz yönetmen Peter Greenaway’in filmine Michael Nyman imzalı
müzikler ayrı bir tat katıyor.
Eating Raoul (1982)
Eating Raoul, 1982 tarihli cinsellik, dikkatsizlik, oburluk
ve Amerikan rüyası üzerine kurulu bir film. Film kötü zamanların kurbanı olan
mutlu evli bir çift olan Paul ve Mary Bland'la ilgili. Bu çift, açmak
istedikleri restoran için garip bir yol izlerler. Film Kendisini tuhaf ve banal
arasında konumlandırmaya çalışıyor ve çoğu zaman başarıyor.
Julie & Julia (2009)
Julie & Julia, Nora Ephron'un iki paralel hayatı
anlatan ve iki gerçek öyküden yola çıkan filmi. Başka başka zamanlarda yaşayan
ve ancak kendi zamanlarında çok benzer mücadeleler vermiş olan iki kadının
hikayesini izliyoruz. Farklı zaman dilimlerinde olsalar da iç içe geçen hayatlara
sahip bu iki kadın eğer yeterince tutku ve cesaretiniz varsa her şeyin
başarılabileceğini gösteriyor. Ayrıca başarıya giden yolun başarısızlığa
uğradığını da.
Ratatouille (2007)
Bir Fransız restoranı duvarlarında yaşayan ve kendisinin
profesyonel bir şef haline gelme hayallerine sahip Remi adında bir sıçan
hakkında harika bir animasyon.
Burnt-Çok Pişmiş (2015)
Üst düzey yeteneklere sahip herkesin kötü alışkanlıkları mı
olmak zorunda? İşte onlardan biri: İki Michelin yıldızı sahibi şef Adam. Vazgeçemediği
kötü alışkanlıkları yüzünden her şeyini kaybetme aşamasına gelir. Çeşitli
sürprizlere gebe olan filmin özellikle mutfak çekimlerindeki detaylar harika.
Chocolat-Çikolata (2000)
Güzeller güzeli Juliette Binoche’un başrolünde yer aldığı Çikolata’yı
izlerken burnunuza buram buram kakao kokusu geldiğini hissedeceksiniz. Tıpkı Babette
Şöleni filminde olduğu gibi küçük ve mutaassıp bir kasabaya bir gün bir kadın
ve kızı gelir. Bu kasvetli kasaba onların açtığı çikolata dükkanı sayesinde bir
anda renklenir. Bir yandan da kasabanın halkıyla iyi ilişkiler kurmaya başlayan
Vianne Rocher’un (Binoche) karşısına kasabasını eski geleneklere göre
yönetmekte ısrarcı olan belediye başkanı çıkacaktır. Ama o da çikolatanın
büyüsüne fazla dayanamaz.
Beyazperdenin İştah Açan Filmleri
Reviewed by sineMakale
on
Nisan 22, 2017
Rating:
Hiç yorum yok: