Bu yazımızda kelimenin gerçek anlamıyla lanetli filmlerden
bahsediyoruz. Yani setlerinde tuhaf olaylar, ölümler, yaralanmalar, kazalar
yaşanan filmler konumuz. Aralarında Omen’den, Asi Gençlik’e birçok filmin yer
aldığı listedeki filmler oldukça tanıdık. Peki, setlerinde yaşananları biliyor
muyuz? İşte o filmlerde yaşanılan tuhaf ama gerçek olaylar.
İlk rastladığımız film 1956 tarihli ve başrollerinde John
Wayne ile Susan Hayward’ın yer aldığı The Conqueror (Hakanlar Çarpışıyor). John
Wayne’i Cengiz Han rolünde izlediğimiz film her şeyden önce çekildiği alan
itibarıyla bir sorumsuzluk örneği. Aralarında John Wayne, Susan Hayward, Thomas
Gomez ve William Conrad’ın da olduğu kırk beş kişinin kanserden ölmelerinin en
büyük sebeplerinden biri olarak bu filmin nükleer denemelerin yapıldığı bir
bölgede çekilmiş olması gösteriliyor. Tabii
lanet kendini daha film çekimleri sırasında göstermiş. Ekibin hatırı sayılır
üyesi sel sonucu yaşamını yitirmiş. Ayrıca Susan Hayward neredeyse vahşi bir
kediye yem oluyormuş.
Bir diğer film ise Asi Gençlik (Rebel Without a Cause). 1955
tarihli bu film henüz vizyona girmeden başrol oyuncusu olan James Dean bir
araba kazasında ölüyor. 23 yaşındayken ölen aktörün filmdeki partneri olan Natalie
Wood ise bir süre sonra boğularak yaşamını yitirdi. Filmin bir diğer önemli
karakteri Sal Mineo ise 1976 yılında bıçaklanarak öldürüldü. Peki lanet sadece
filmde yer alanları mı etkiledi? Ne yazık ki hayır! James Dean’ın kaza yaptığı araçtan
arta kalan parçaları kullanan bir doktor da başka bir trafik kazasında yaşamını
yitirdi.
Polanski imzalı kült korku filmlerinden olan Rosemary’nin
Bebeği (Rosemary’s Baby) inceleyeceğimiz bir diğer film. Filmin yapımcısı olan William
Castle’a, korkunç bir hastalıktan öleceğine ilişkin nefret dolu bir e-mail aldı.
Filmin çekiminden bir yıl sonra ise Amerika’da sapkın bir tarikatın liderliğini
yapan Charles Manson’un yönlendirdiği beş kişi filmin yönetmeni Polanski’nin hamile
eşi Sharon Tate’i öldürdü.
1976 tarihli bir başka korku filmi olan The Omen’in
(Kehanet)’in hikayesi daha da uzun. Filmin başrol oyuncusu Gregory Peck’in oğlu
film henüz motor demeden intihar etmiş. Filmin çekimi için yollara düşen Gregory
Peck’in uçağına ve ayrıca filmin senaryo yazarı ve yapımcının uçaklarına ayrı
ayrı yıldırım düşmüş. Bulundukları oteli İrlanda Cumhuriyet Ordusu bombalamış. Asıl
tuhaf olanı ise sona sakladık. Filmin özel efekt uzmanı John Richardson, bir asistanının
yaşamını yitirdiği trafik kazası yapar. Buraya kadar artık filmin sıradanlaşmış
olaylarından biri gibi görünse de kazanın detayları enteresan. Kazanın olduğu
bölgedeki tabelada “Ommen, 66.6” yazıyormuş. Kötü düşünmeyelim. Ommen
kasabasına 66.6 km kaldığını ifade eden bir tabela diyelim. Ha bir de kazanın
gerçekleştiği tarih 13. Cuma (13 Ağustos Cuma 1976). Bu arada film Oscar
kazandı. Bu kadar olayın üzerine bir
teselli olmuş mudur bilemiyoruz.
Godspell 1973 tarihli
bir müzikal. Filmde İsa’nın havarilerini oynayanlardan dördü yaşamını yitirmiş.
Hayat bu, hepimiz bir gün öleceğiz diyebilirsiniz. Ama bu oyuncuların biri beyin
kanaması, diğeri AIDS, bir başkası beyin tümöründen ölünce film felaket
tellallarının dikkatini çekmekte gecikmemiş ve tuhaf olaylarla anılan filmler
listesine ismini yazdırmış.
Bir başka korku filmi var sırada. Bir değil tam üç tane
aslında. 1982-1988 yılları arasında çekilen Poltergeist Triology (Kötü Ruh
Üçlemesi) isimli serinin ekibinden çok sayıda oyuncu kısa sürede yaşamlarını
yitirdi. Ölenler arasından bilindik kişilerden bazıları ve ölüm nedenleri şöyle: Dominique Dunne’u eski
sevgilisi boğarak öldürdü. Filmin bir diğer oyuncusu Julian Beck ise mide
kanserinden ölür. Will Sampson karaciğer yetmezliğinden ölürken, Heather
O’Rourke ise septik şok geçirerek yaşamını yitirir.
Mel Gibson’un yönetmenliğini yaptığı 2004 tarihli İsa’nın
Çilesi filminde ise Hz. İsa rolünü oynayan aktör James Caviezel’in üzerine bir
kez, filmin yardımcı yönetmeni Jan Michelini’nin üzerine ise iki kez yıldırım düşmüş.
Sırada 1994 tarihli başka bir karanlık film olan Crow
(Karga) var. Filmin başrol oyuncusu ve Kung Fu filmleriyle tanıdığımız Bruce
Lee’nin oğlu olan Brandon Lee. Brandon Lee, başka bir oyuncunun yanlışlıkla gerçek
mermiyle doldurduğu bir tabancayla vuruldu ve kurtarılamayarak yaşamını yitirdi.
Son filmimiz ise 1978 tarihli Superman. Superman rolünde izlediğimiz
Christopher Reeves attan düşerek kariyerinin zirvesindeyken felç olur. Ayrıca anlatılanlara
göre aynı filmde Lois Lane olarak izlediğimiz Margot Kidder da film çekildikten
bir süre sonra mental bir hastalık geçirmiş.
Gerçek Anlamda "Lanetlenmiş" Filmler
Reviewed by sineMakale
on
Nisan 23, 2017
Rating:
Hiç yorum yok: