Aydın Sever - 11 Mayıs 2017
Quentin Tarantino’yu sevenler sinemanın her türüyle ilgilendiğini ve çok geniş bir yelpazesi olduğunu bilirler. Yönetmenin özellikle 70’li yıllara olan bağlılığı filmlerinde hemen göze çarpar. Ayrıca iyi bir sinefildir. Sinema tarihinden beslenen ve gerçek bir film izleme tutkunu olan yönetmen bu sinemasal altyapısıyla çektiği filmlere karşı ilgiyi kesinlikle hak etmektedir. Tarantino’nun gerçek bir B Film tutkunu olduğunu biliyoruz. İşte Kill Bill tam bir Tarantino filmidir. İçinde şiddetin yoğun bir şekilde yer aldığı, Hong Kong dövüş filmlerini referans alan, aynı zamanda B Film klişelerini alabildiğine barındıran ve görselliğiyle bizi büyüleyen bir filmdir Kill Bill.
Quentin Tarantino’yu sevenler sinemanın her türüyle ilgilendiğini ve çok geniş bir yelpazesi olduğunu bilirler. Yönetmenin özellikle 70’li yıllara olan bağlılığı filmlerinde hemen göze çarpar. Ayrıca iyi bir sinefildir. Sinema tarihinden beslenen ve gerçek bir film izleme tutkunu olan yönetmen bu sinemasal altyapısıyla çektiği filmlere karşı ilgiyi kesinlikle hak etmektedir. Tarantino’nun gerçek bir B Film tutkunu olduğunu biliyoruz. İşte Kill Bill tam bir Tarantino filmidir. İçinde şiddetin yoğun bir şekilde yer aldığı, Hong Kong dövüş filmlerini referans alan, aynı zamanda B Film klişelerini alabildiğine barındıran ve görselliğiyle bizi büyüleyen bir filmdir Kill Bill.
Konusuna gelince; kahramanımız The Bride -Gelin- (Uma
Thurman) usta bir tetikçidir. Evlenmeye karar veren Gelin’in -Black Mamba-
kendisi gibi tetikçi olan iş arkadaşları O-Ren Ishi (Lucy Liu), Vernita Green
(Vivica A.Fox) ve Elle Driver (Daryl Hannah) düğününü basmış ve yanlarındaki
patronları Bill (David Carradine) ile birlikte etraftaki herkese kurşun
yağdırıp öldürmüşlerdir. Fakat
kahramanımız The Bride (Gelin) ölmez ve beş yıl komada kalır. Sonrası malum,
kahramanımız uyanır ve intikamını almak için harekete geçer.
Filmde şiddet ve kan alabildiğine yer almıştır. Hatta
yapımcılar bu kadar şiddetin gişede kendilerini başarısızlığa uğratacağını
düşünerek endişeye kapılmışlardır. Fakat yönetmen Tarantino olunca yapımcı
şirket Miramax tavizler vermek zorunda kalmıştır. Tarantino öncelikle senaryoda
yazılan her şeyin çekileceğini ve hiçbir şekilde çıkarılamayacağını sözleşmede
şart koşmuştur. Bunun sonucu olarak filmin süresi üç saati aşmış ve Tarantino
yapımcı şirket tarafından ikna edilerek filmin bir sene arayla iki bölüm halinde
vizyona girmesi kararlaştırılmıştır. Böylece yapımcı şirket hem seans kaybetmemek
hem de bir taşla iki kuş vurmak amacıyla Vol.1 Vol.2 olarak birer sene arayla
filmi gösterime sokmuştur. Oyuncular bu duruma kazan kaldırmışlar ve ek ücret
talep etmişlerdir.
Filmin çıkış kaynağı aslında Tarantino’nun dövüş filmlerine
olan hayranlığıdır. Kill Bill aslında bir dövüş filmidir. Tarantino’nun
başından beri istediği de iyi bir dövüş filmi çekerek klişe bir intikam öyküsü
anlatmaktır. Hatta Uma Thurman’ın sarı kıyafeti de Bruce Lee’nin Game of Death
(Ölüm Oyunu) filmindeki kıyafetine benzer. Samuray filmleri ve western filmleri
de filmin referanslarıdır.
Filmde sarı tonu yoğun olarak kullanılır. Kullanılan sarı
ton ile Uma Thurman’ın kıyafetinin uyumu bazı sahnelerde bizi gerçekten mest
eder. Filmde diğer öne çıkan renkler mavi ve kırmızıdır. Tarantino görüntü
yönetmeni Robert Richardson’a filmin atmosferine benzer filmlerin listesini
vermiş ve Hong Kong filmlerinin referans olduğu Kill Bill deki bu genel
atmosfer oluşmuştur.
Filmdeki dövüş sahneleriyle ilgili olarak oyuncular uzakdoğu
dövüş teknikleri ve kılıç kullanma üzerine eğitim almışlardır. Filmde özellikle
kılıç sahneleriyle ilgili koreografiler çok iyidir.
Film görüntülerin gerçek olduğu bir çizgi film tadındadır.
Aralardaki animasyonlar filme ayrı bir renk katmıştır. Animasyonlar filmde
toplamda beş dakikalık bir yer kaplamaktadır. Bu durum sayesinde abartılı dövüş
sahneleri seyirci tarafından fazla yadırganmaz. Özellikle O-Ren Işhi ile The
Bride (Gelin)’ın düello sahnesindeki görsellik olağanüstüdür.
Uma Thurman filmde iyi bir performans sergilemiştir.
Tarantino kendisini oynatmakta ısrar etmiş hatta çekimlere başlamak için
Thurman’ın hamilelik sürecinin bitmesini beklemiştir. İstediği oyunculardan
istediği performansları almakta üzerine olmayan özellikle oyuncu yönetiminde ve
mizansende çok iyi olan Tarantino, Uma Thurman’dan da istediğini fazlasıyla
almıştır. Yönetmen unutulan oyunculara yeni bir başlangıç yaptırmakla ilgili ün
yaptığından David Carradine, Vivicia Fox, Daryl Hannah gibi unutulan oyunculara
tekrar eski günlerini yakalama şansı vermiştir.
Filmin soundtracki de iyidir. Film müziklerine de çok önem
veren yönetmen unutulan oyuncular gibi unutulmuş parçaları da sonradan popüler
yapmıştır. Film özellikle Nancy Sinatra’nın "bang bang" parçasıyla ve
Twisted Nerve isimli ıslık ezgisiyle anılır. Aynı zamanda Shivare’nin
"Goodnight Moon" isimli parçası da filmle özdeş parçalardan biridir.
Bu tarz filmleri hepimizden iyi bilen, takip eden ve
bunların sonucunda son derece keyfine göre bir film ortaya çıkaran
Tarantino’nun Kill Bill’i zamana meydan okuyan ve defalarca izlenecek filmler
arasında çoktan yerini aldı bile.
Şimdi sizleri filmden görüntüler eşliğinde Shivare’nin "Goodnight Moon" isimli parçasıyla başbaşa bırakıyoruz.
Şimdi sizleri filmden görüntüler eşliğinde Shivare’nin "Goodnight Moon" isimli parçasıyla başbaşa bırakıyoruz.
Bu Gelin Düşman Başına
Reviewed by sineMakale
on
Mayıs 11, 2017
Rating:
Hiç yorum yok: