Aydın Sever - 3 Haziran 2017
Yazarımız Aydın Sever, Michael Mann imzalı 1995 tarihli Heat - Büyük Hesaplaşma filmini inceledi.
"Heat" (Büyük Hesaplaşma) İki kralı (Al Pacino ve Robert De Niro) başrolde buluşturmasıyla bile sinema tarihinde önemli bir yere sahip olması gereken defalarca izlenecek bir filmdir.
Filmin oyuncu kadrosu bir yıldızlar geçididir. Al Pacino ve Robert de Niro'ya Ashley Judd,
Val Kilmer, Tom Sizemore ve Jon Voight eşlik eder. Hatta Vincent'ın üvey kızı
rolünde Natalie Portman'ı bile izleriz.
Filmin hikayesine gelince Teğmen Vincent (Al Pacino) hırslı
ve işkolik bir polistir. Neil da (Robert de Niro) işini iyi yapan bir banka
soyguncusudur. Vincent Neil’ı ne kadar yakalamak istese de içten içe çalışma
tarzı nedeniyle ona bir hayranlık duymaktadır. Ne de olsa o da bir işkoliktir
ve işini çok iyi yapmaktadır. Vincent onu kendisine benzeyen; fakat hayatın
getirdiği noktada onun karşı tarafında yeralmış biri olarak görmektedir. Henüz
büyük bir suç işlemediği ve kısa bir süre hapis yatacağı için Vincent’ın derdi
onu iş başında yakalayıp içeri tıkmak ve daha fazla ceza almasını sağlamaktır.
Filmin oldukça uzun süren olağanüstü bir soygun sahnesi
vardır.
Michael Mann'in en iyi yonetmenlerden biri olduğunun
ispatıdır filmin görselliği ve atmosferi.
Diğer yandan filmde sinema tarihine geçmiş bir sahne olan
Vincent'ın Neil'a kahve içmeyi teklif etmesi ve Neil ile karşılıklı oturup
sohbet etmeleri; iki kralın birarada göründükleri sahne olarak sinema tarihinde
ayrı bir yere sahiptir. Vincent Neil’ı yolda durdurup ona kahve ısmarlamak
ister. Soyguncu ve polis sinema tarihinde daha önce yeralmayan bir şekilde
muhabbet etmeye başlarlar. Vincent Neil'a neden hapse dönmek istediğini sorar.
O da kesinlikle oraya dönmek istemediğinden bahseder. Sadece tek bildiği işin
bu olduğunu söyler Neil. Vincent onu bir şekilde yakalayacağından bahseder.
Neil da böyle birşey olmayacak der. Vincent seni vurabilirim der. Neil bende
seni öldürmek zorunda olursam bu konuda
hiç tereddüt etmem der ve masadan kalkarlar.
Filmle ilgili tek eksi iyinin yani diğer bir ifadeyle
kanunun galip gelmesidir. Bu durumun Hollywood senaristlerine alışık normal
izleyiciyi bile neredeyse rahatsız ettiğini söylememiz gerek. Çünkü filmdeki
kötü; çok profesyonel işini iyi yapan aynı zamanda olağanüstü de disiplinli
biridir. Böyle birinin tam kaçacakken geri dönüp birine dersini vermesi ve bu
yüzden zaman kaybederek kaçamaması Neil'ın kişiliğiyle pek bağdaşmamaktadır.
Tersi durumda Neil'in kaçtığını düşünürsek (ki bu çok normal çünkü adam gerçekten
çok iyi yapiyor bu işi) film belki de sinema tarihinin en iyi filmleri arasına
girecekti kuşkusuz. Böyle bir son filme cok lezzetli ve bağımsız bir tat
verecekti. Ama bu alışılagelmiş senaryonun tercih edilmesi (soyguncu ya da
katil son işinde mutlaka ölür ya da yakalanır klişesi) bu muhafazakar bakış;
malzemesi iyi olan bu filmi 5 yıldızdan 4 yıldıza çekmemize neden olmakta.
Ateş Sizi Çağırıyor...
Reviewed by sineMakale
on
Haziran 03, 2017
Rating:
Hiç yorum yok: