Aydın Sever - 4 Haziran 2017
Francis Ford Coppola’nın 1979 yapımı
"Apocalypse Now" (Kıyamet) filmi savaş filmleri içerisinde oldukça
önemli bir yere sahiptir. Film Cannes’da Altın Palmiye’yi kucaklamıştır.
Yüzbaşı Willard (Martin Sheen) üstlerinden çok gizli
bir emir alır. Emir Kamboçya’da bulunan Albay Kurtz’ü (Marlon Brando) bulup yok
etmektir. Daha önce bu tarz görevleri yerine getiren Willard bu kez bir ikilem
içinde kalmıştır. Çünkü bu sefer öldürmeye çalışacağı kişi bir Amerikalı ve
üstelik de askerdir. Kurtz bu bölgede askerlerden ve yerlilerden kendine bir
ordu kurmuş, kendi ahlakı ve mantığı çerçevesinde ordudan bağımsız
faaliyetlerde bulunmaktadır. Çok zeki aynı zamanda askeri bir deha olan Kurtz
filmdeki gizemi sürekli ayakta tutar. Ordudan ayrı bir ordu kuran ve askerleri
ile yerliler tarafından oldukça saygı duyulan bir nevi tanrı konumundaki Kurtz,
efsane oyuncu Marlon Brando tarafından canlandırılır.
Coppola filmin gizemini Albay Kurtz ile ayakta
tutmuş ve son bölümlere doğru onu göstermiştir. O ana kadar resimlerle ve
kişisel dosyasıyla Willard’ın, dolayısıyla da bizim bir şeyler öğrendiğimiz
Kurtz izleyicide ciddi bir merak uyandırır. Kurtz henüz görünmeden hem Willard
da hem de izleyicide kendisine karşı gizli bir hayranlık uyandırmıştır.
Sinema tarihinin en kaprisli fakat şüphesiz en iyi
aktörü olan Marlon Brando Kurtz rolüne en uygun isimdir kuşkusuz. Kurtz’ün
nasıl bir karakter olduğunu merak eden ve Marlon Brando tarafından bu rolün
nasıl kusursuz bir şekilde canlandırılacağını tahmin edebilen izleyici; tam bir
Brando rolü diye içinden geçirerek Albay Kurtz’ün görüneceği sahneyi sabırsızlıkla
bekler. Coppola Kurtz’ün göründüğü sahnede bile birkaç dakika Brando’yu tam
olarak göstermez. Yönetmen böylelikle hem Kurtz karakterine oluşan meraktan hem
de Brando’nun nasıl mükemmel bir iş çıkaracağına şahitlik yapacak olan
izleyicinin merak ve sabırsızlığından olabildiğince faydalanır.
Film savaşın ve askerliğin ne olduğunu, ordunun en
iyi subaylarından biri olan fakat daha sonra hükümetin yanlış politikaları
sonucu askerlikten soğuyan ve askerlerini de bırakmayarak yerlilerle birlikte
bir komün kuran Albay Kurtz'ün gözünden anlatır.
Diğer yandan da Yüzbaşı Willard'ın Kurtz'e hem
hayran olup hem de üstlerinin verdiği emir ile onu katletme görevini
tereddütsüzce uygulaması askerlikte hiçbir şeyin sorgulanmadan nasıl yerine
getirildiğinin izleyiciye de en iyi bir şekilde anlatımıdır kuşkusuz.
Film savaşın ve askerliğin nasıl bir şey olduğunu
aksiyon sahnelerinden beslenerek değil, psikolojik bir boyutta ele alır.
Apocalypse Now daha sonradan büyük usta Terrence Mallick'in çektiği "The
Thin Red Line" (İnce Kırmızı Hat) ile birlikte savaşın ve askerliğin
psikolojisini en iyi anlatan filmdir ve kusursuz bir başyapıttır.
Coppola filmi, Josef Conrad'ın "Heart of Darkness"
romanından uyarlamıştır.
Film beklenen sürede bitirilememiş ve bütçesini de
ciddi bir şekilde aşmıştır.
Marlon Brando Albay Kurtz rolünde muhteşemdir yine.
Martin Sheen de Yüzbaşı Willard rolünde kariyerindeki en iyi işlerden birini
çıkarmıştır.
Filmin özellikle açılış sahnesi muazzamdır. Efsane
grup The Doors'un bir nevi ayin gibi olan
"The End" parçasıyla başlar. The Doors'un efsane solisti Jim
Morrison'ın konserlerde en uç noktaları yaşadığı parçadır "The End".
Hem Morrison, hem diğer grup üyeleri, hem de seyirciler için konserlerde bu
parçanın önemi çok büyüktür. “The End”, Doors
konserinde uçmaktır. Diğer parçalar ise sadece uçmaya hazırlık. Grup ve
seyirciler bu parçada zirve yaparlar. Özellikle bu anı yaşamak için konsere
gidilir ve hiçbir rock grubunun konseri The Doors konserine benzemez. Açılış
sahnesi için nokta atışı olan bu parça görüntülerle o kadar uyum sağlar ki sanki
bu sahne için özellikle bestelenmiştir.
İşte sinema tarihinin en iyi açılışlarından biri
olan ve rock tarihinin belki de en aykırı kişisinin sesiyle beslenen o muhteşem
görüntüler :
Coppola'nın "Kıyamet"i
Reviewed by sineMakale
on
Haziran 04, 2017
Rating:
Hiç yorum yok: