İzlemeniz Gereken 5 Güney Kore Korku Filmi

Semih Kuru - 21 Temmuz 2017

BugünTrain to Busan – Zombi Treni filminin vizyona girmesinin hatırına Güney Kore korku filmlerinden bir seçki hazırladım. Her yazımda ısrarla söylediğim gibi bu yazımda da ifade ediyorum. Burada hazırladığım liste en iyi Kore korku filmleri listesi değildir. Sadece genelin üzerinde ortak olarak beğenisini dile getirdiği filmlerdir. Sonuç olarak film beğenisi görece bir şeydir ve kişiden kişiye değişir. Bu sebeple en iyi Kore korku filmleri aşağıdaki filmlerdir diye bir iddiamın olmadığını yazının başında bir kez daha belirtmek isterim.

Aslında Güney Kore’de elbette sadece korku filmi çekilmiyor. Başta gerilim ve aksiyon olmak üzere, tarihsel dramlardan komedi ve romantik filmlere kadar geniş bir tür skalası var. Ancak bu türlerden birini korku sinemasının önüne çıkarmak oldukça zor. Çünkü korku filmleri örneğin bir mizah gibi subjektif değil.

O nedenle korku biraz farklı. Özellikle "The Ring - Halka" ve "The Grudge - Garez" filmlerinin başarısı sayesinde, günümüz sinema seyircisi evrensel anlamda Uzakdoğu korku sinemasını (Japonya, Güney Kore, Tayland, Hong Kong, vb.) tanıdı ve sevdi.

A Tale of Two Sisters - 2003

Soo-Mi (Lim Soo-Jung) ve Su-Yeon (Moon Geun-Young) iki kız kardeş. Uzun süre tedavi gördükleri akıl hastanesinden taburcu olup evlerine döndüklerinde anneleri ölmüştür ve onları üvey anneleri karşılar. Soo-Mi, kardeşlerin büyüğü ve daha güçlü olanıdır. Ailede yaşanan sorunlarda aklından geçenleri söylemekten kaçınmaz. Su Yeon ise üvey annelerinden çekinmekte ve Soo-Mi'nin yardımına ihtiyaç duymaktadır.  Sürekli üvey anneleri tarafından taciz edilen bu iki kardeş, babalarının hatırı için bu tacizlere dayanmaktadırlar. Ancak bir gün Soo-Mi, Su-Yeon'a üvey annelerinin onları bir daha dövmesine asla izin vermeyeceğini söyler. O günden sonra evde açıklanamayan şeyler görülmeye başlar. Bir şeyler değişmiştir ama kimse ne olduğunu bilmez.

Güney Kore korku filmleri içinde izlenme rekorunu elinde bulunduran film, Kore’de oldukça popüler olan bir peri masalından yola çıkmış. Yönetmen Kim Jee-woon hikayeyi sadece geleneksel korku filmi hilelerini kullanarak anlatmaz, bunu oldukça stilize ve çarpıcı bir şekilde yapar.

 Oyunculuk, gerçekten şaşırtıcıdır. Lim Soo-Jung ve Moon Geun-Young kız kardeş olarak harika bir oyunculuk sergiliyorlar. Kırılganlıklarının onları bir arada tutan şey olduğunu başarıyla hissettiriyorlar. Üvey anne rolünde izlediğimiz Yum Jung-ah ise filmin en iyi oyunculuğu kesinlikle.

The Host - 2006

Gang-doo (Song Kang-ho), Han nehri yanında babası ve kızı Hyun-seo (Ko Ah-sung) ile birlikte bir büfe çalıştırıyor. Bir öğleden sonra, Han nehrinden çıkan büyük ve gizemli bir yaratık nehir boyunca herkese saldırmaya başlıyor. Canavar birden Gang-doo’nun kızı Hyun-seo’yu yakalar ve nehre dalar. Gang-doo canavarın arkasından nehre atlasa da canavara yetişemez.

Olay sonrası Gang-doo,  erkek kardeşi Nam-il (Park Hae-il) ve kız kardeşi Nam-joo (Bae Doona) ve babaları karantina altına alınırlar. Gang-doo bir gece hücresinde telefon sesiyle uyandığında ahizenin diğer ucundan kızının sesini duyar. Bunun bir halüsinasyon olmadığının tespit edilmesinin arkasından ise Gang-doo ve ailenin diğer üyeleri Hyun-seo ‘yu bulmak ve canavarı ortadan kaldırmak için harekete geçerler.

Filmin Güney Kore korku filmleri içerisinde oldukça yüksek bir bütçeye sahip olduğunu belirtmemiz gerekiyor. Yönetmen Bong Joon-ho, tipik bir canavar filmi olmanın tüm özelliklerini taşıyan filmi aynı zamanda duygusal bir aile filmine de çevirmeyi başarmış.  

Tüm bunların yanı sıra film aynı zamanda siyasi bir nitelik de taşıyor. Filmin açılışında Seul’daki Yongsan Amerikan Üssü’nde Han nehrine kimyasal boşatılır. Bu sahne gerçek bir olaya dayanmaktadır.2000 yılında adı geçen askeri üssün morgunun sıhhi tesisatına 120 litre formaldahit boşaltılması emri verilir. Kimyasal, Seul’un içme suyu kaynağı olan Han nehrine arıtma tesislerinden geçerek ulaşsa da olayın duyulmasıyla Güney Kore’de Amerikan karşıtı protestolar başlar.

Bedevilled - 2010

Hae-won (Ji Sung-won) bankada çalışırken bir cinayete tanık olur. Yaşadığı baskılar ve biraz da çalıştığı bankanın zorlamasıyla Seul yakınlarında bulunan Moo-Do adasına zorunlu bir tatile gider. Burada çocukluk arkadaşı Bok-nam (Seo Young-hee) ile karşılaşan Hae-won, arkadaşının adada köle gibi çalıştırıldığı ve tacize maruz kaldığını görür. Bok-Nam kızı ile bu adadan kaçmak için arkadaşından yardım ister.

Bir intikam filmi olan Bedevilled’de kötü niyetli hayaletler, ruhlar veya yaratıklar yok. Bunların aksine, bir insana korkunç şeyler yapan bir insan topluluğu var. Filmi içerdiği saf şiddet nedeniyle muhtemel ikinci kez izlemek istemeyeceksiniz.

Hansel ve Gretel - 2007

Hamile kız arkadaşıyla tartışan Eun-soo (Cheon Jeong-myeong) adındaki genç bir satış elemanı ıssız bir orman yoluna sapar. Burada Young-hee (Shim Eun-kyung) adında genç bir kızla karşılaşır.

Eun-soo,  Young-hee'yi ormandaki evine kadar izler. Young-hee bu aile sıcaklığı ile dolu iki katlı evde kardeşleri Jung-soon (Jin Ji-hee) ve Man-bok (Eun Won-jae) ve ebeveynleri ile yaşamaktadır.

Eun-soo, ertesi gün evden ayrılmaya karar verse de her seferinde kendisini tuhaf bir şekilde eve geri dönüyor bulur. Eun-soo anne-babalar hakkında bir şeyler fark ettiğinde, çocukların ve evin sırrını araştırmaya başlar.

Görsel açıdan oldukça etkileyici olan filmde evin kendisi başlı başına bir karakter gibi. Ev, eski moda oyuncaklar, mobilyalar ve şekerlemelerle dolu. "Hansel ve Gretel", listedeki en ilginç ve rahatsız edici filmlerinden ve sağlam bir hayal gücünün eseri. Türün kan seven hayranları için bir hayal kırıklığı olsa da masumiyetin kötüye kullanımı ve insan doğasının kötücüllüğü ile aslında daha da çok korkutuyor.

Thirst – 2009

Sang-hyeon (Song Kang-ho), hastalara yardım eden ve toplumunda çokça saygı gören fedakar ve özverili bir papazdır. Ancak kendini yetersiz gören Sang-hyeon, Emmanuel Virus adlı ölümcül bir hastalığa karşı geliştirilen bir aşının test edilmesi için gönüllü olur. Aşı denemesi başarısız olsa da kan nakli yapıldıktan sonra Sang-hyeon çabucak iyileşir. Bir arkadaşını ziyarete gittiğinde ise yeniden virüsün etkisine girer. Ama burada bir şey fark eder: İnsan kanı sorunun çözümüdür. Sang-hyeon’un bu keşfi onu sadece iyileştirmemekte aynı zamanda müthiş bir enerji vermektedir.

Film, Emile Zola’nın “Thérèse Raquin” adlı eserinde uyarlanmıştır.

Kore sinemasından korku filmleri önerileriniz varsa siz de yoruma bırakabilirsiniz. Yakın bir zamanda Train to Busan filmine ilişki yazımızda görüşmek üzere…