Muazzam Bir Atmosfer, Kendine Has Bir Tür: Alien (1979)



Aydın Sever – 22 Temmuz 2017

Sinemanın en öncü yönetmenlerinden olan Ridley Scott'ın sinema tarihinde olmayan bir türü bilimkurgu gerilimi yarattığı ve Alien serisinin ilk filmi olan 1979 yapımı "Alien - Yaratık" filmini anlatalım bu yazımızda.

Bir yönetmen düşünün sinemanın iki ana türünü bir filmde bir araya getirip ortaya kendine has bambaşka bir tür çıkarıyor ve halen bu ortaya çıkan türün en iyi örneğini vermiş kabul ediliyor ve kendinden sonrasını ciddi bir şekilde etkiliyor. Sizce bir yönetmen bundan daha fazla ne yapabilir?

Scott bu iki türü birleştirirken ikisine de o kadar vakıftır ki filmini neredeyse kusursuz kılar.

En iyi bilim kurgu filmleri arasında kendine haklı bir yer edinen Alien'da Scott'ın yarattığı atmosfer muazzamdır. Hikaye gerilime müthiş elverişlidir. Oyuncu seçimi çok yerindedir. Neredeyse puzzle ın tüm parçaları oturmuştur. Yaratığın müthiş tasarımına kadar...

Filmin konusuna gelince: Nostramo ticari bir gemidir. Görevini tamamlayan gemi geri dönmektedir. Geminin sahibi şirket bir gezegenden s.o.s alındığını mürettebatına bildirir ve mürettebattan gidip bu yere bakmalarını ister. Gezegene inen gemiden birkaç mürettebat keşfe çıkar. Bir bölge dikkatlerini çeker. Burada dev yumurtalar vardır. Kane (John Hurt) bu yumurtaların içinde bir şeyin hareket ettiğini görür. Tam bu sırada yüzüne bir şey yapışır. Diğerleri yardıma gelir ve Kane'i gemiye götürürler. Yapışan şey Kane'in yüzünden çıkmamaktadır. Yüzünü komple kaplayan ahtapota benzer bir yaratıktır bu. Bir süre böyle kalan Kane'i mürettebat daha sonra normal bir halde görür. Yüzüne yapışan yaratık ortada yoktur. Ama daha sonra Kane'in göğüs kafesinden çıkacaktır. İnsan vücudunda gelişimini tamamlayan bir canlı. Daha sonradan mürettebat şirketin asıl amacının bu yaratıklardan birine sahip olmak olduğunu öğrenir. Aynı zamanda şirketin çıkarlarını korumak için gemideki mürettebatlardan birinin de robot olduğu ortaya çıkar. Sonrası filmin sonuna kadar yaratıkla mücadele.



Filmde Ripley (Sigourney Weaver) çok önemli bir karakterdir. Ripley güçlü kadın denilince sinemada akla gelen ilk isimdir (diğer güçlü kadın örneklerini buradaki yazımızda okuyabilirsiniz). Alien'da yaratıkla baş edenin erkek değil de bir kadın olması özellikle düşünülmüş ve çok yerinde bir tercih olmuştur. Burada feminel bir söylem aranmalıdır. Ripley inatçı ve vazgeçmeyen bir tiptir. Hayatta kalma içgüdüsü oldukça fazladır. Bu yaratığa karşı koyarken her yolu denemesine neden olur. 

Senaryo çok özenle yazılmıştır. Sonuçta filmdeki organizmanın olabilirliği düşünülebilir. İşte bu olasılık seyircinin bilinmeyen ama olası bir durum karşısında gerilim ve merakla beklemesini sağlar ve film boyunca gerilimle birlikte rahatsızlığının da artmasına neden olur. Organizmanın insan vücudunda gelişimini tamamlaması, yaratığın tasarımı özellikle ağzından bir ağız daha çıkması ve kanının bile asit şeklinde olup geminin zeminini eritmesi fikirleri enfestir. Olabilirliği ile fantastikliği arasında seyirci tercihini olabilirlik olarak kullanır ve bu gerilimin etkisinin daha da artmasına neden olur.



Ripley rolünde Sigourney Weaver müthiş bir oyunculuk çıkarır. Fiziksel görünümü ile filmin karelerinde tam bir tamamlayıcıdır. Rolüyle tam olarak bütünleşir ve aksiyon sahnelerinde çok iyi performans sergiler. Weaver kariyerinde hep Ripley olarak anılmıştır.


Yazıyı filmdeki en etkileyici sahnelerden biri olan Kane'in içinden yaratığın çıkış anı ile bitirelim. Görüntü oldukça rahatsız edicidir, hatırlatalım.


Muazzam Bir Atmosfer, Kendine Has Bir Tür: Alien (1979) Muazzam Bir Atmosfer, Kendine Has Bir Tür: Alien (1979) Reviewed by sineMakale on Temmuz 22, 2017 Rating: 5

2 yorum:

Banner
Blogger tarafından desteklenmektedir.