Aydın Sever – 24 Ağustos 2017
Bugün The Big Lebowski / Büyük Lebowski
filminden, nam-ı diğer “Ahbap” ın hikayesinden bahsedelim. İnanın benim çok
sevdiğim bir hikaye bu.
İnsanın hayatında bazı filmler
vardır. Bir ömür sizinle beraber yaşar bu filmler. Sinema vazgeçilmeziniz ise
bir filmi yıllardır takip etmenin nasıl bir duygu olduğunu tahmin edersiniz.
Sinema müzik gibi bir sanat değildir çünkü. Bir filmin size tekrar tekrar kendini
izletebilmesi büyük bir iştir. İşte Büyük Lebowski izledikçe
keşfedilecek bir filmdir ve onu tek izlemelik film sınıfına sokamazsınız. Olay
örgüsü ve replikleri algılaması tek izlemeyle olacak iş değildir. O yüzden
sinema tarihinin defalarca izlenen filmleri arasında anılır.
Benim Büyük Lebowski ile
aramdaki samimiyete gelince; öncelikle müthiş bir keyiftir “Ahbap” ı izlemek. Beni dinlendirir, sakinleştirir,
hayatın aşırı gerçekliğinden uzaklaştırır, yüzümde samimi bir tebessüm
oluşturur, onun hayata bakışı dünyevi dertlerimin ne kadar önemsiz olduğunu
bana hatırlatır. “Ahbap” alabildiğine özgür bir insan portresidir. Her şeyden
vazgeçmeyi seçmiş kendi içerisinde çok tutarlı bir adamın hikayesi. Arabayla
gezmeyi, müzik dinlemeyi, bowlingi ve white russian’ı sever Ahbap. Arada bir de
marihuana içer. Arkadaşlarına karşı zorlansa da vefalıdır. Geçmişinde bir
aktivisttir. Bağımsızlık bildirgesinin yazarlarındandır. Metallica’nın
turnesinde ses teknisyenliği yapmışlığı bile vardır. Ama artık bunlara yetecek
gücü yoktur.
1998 yılında Coen kardeşler hem
yazıp hem de yönettikleri Büyük Lebowski filmini vizyona
soktular ve biz de “ahbap” ın hikayesine bu şekilde dahil olduk. “Ahbap” ı çok
sevdik ve çok benimsedik. Tembellik ve “loser” lık bu kadar güzel
anlatılmamıştı hiçbir filmde. Çok ama çok güldük bu filme. Kendimizden ve o
süregelen varoluşsal kaygılarımızdan ortak bir payda yakalamıştık. Hiçbir filmde
olmayan bir hava vardı bu filmde. Defalarca izledik. Her sahnesini ezberledik.
Birçok repliğine kahkahalarla güldük.
Bu filmde Jeff Bridges’e hayran
kaldık. Bu nasıl bir oyunculuktu. Adam gerçekten “Ahbap”tı. Tartışmasız
kendisinin de en sevdiği roldü bu. Duruşu, mimikleri, giyimi, tembelliği,
ilgisizliği ve hayata bakışıyla “ahbap” rolü cuk oturmuştu Jeff Bridges’e. Tabii ki
yine Oscar alamamıştı.
Jeff Bridges |
Filmin konusuna gelelim. Bir gün
Ahbap’ın evine gelen gangsterler karısının borcu yüzünden onu tartaklarlar ve
evindeki halıyı alıp giderler. Ahbap ne kadar gangsterlere kendisinin
aradıkları Lebowski olmadığını söylese de bu fayda etmez. Ahbap daha sonra
aranan Lebowski’nin evine gidip onun yüzünden götürülen halısını tazmin etmeye
çalışır ama pek beklediği gibi karşılanmaz. Daha sonra bu Lebowski’nin karısı
kaçırılır ve bu adam Ahbap’ı yanına çağırır. İstenilen fidyeyi kaçıranlara
götürmesini ister ve karşılığında para teklif eder. Bu duruma sevinen Ahbap
daha sonradan başına gelecekleri tahmin bile edemeyecektir. Filmimiz daha sonra ara hikayelerle
karmaşıklaşarak sonunda iyi bir düzene kavuşur. Filmin gidişatı tam bir Coen
örgüsüdür.
John Turturro |
Filmin diğer rollerinde John
Goodman (Walter Sobchack), Steve Buscemi (Donny), John
Turturro (Jesus Quintana),Julianne Moore (Mode Lebowski) , Peter
Stormare (Nihilist) ve Philip Seymour Hoffman’ın(Brandt) yeraldığı bir rüya takım yer alır. Genelde
Coen’lerin fetiş oyuncularının yer aldığı oyuncu kadrosu performanslarıyla da
kusursuzdur. Burada Coenlerin oyuncu seçimi ve oyuncu yönetimindeki ustalığı
çok önemlidir. “Ahbap” karakteri sinema tarihinin en önemli ve en sevilen
karakterlerinden biridir. Diğer karakterlerde gerçekten usta işi
oluşturulmuştur ve alabildiğine renklidir.
Amerikan bağımsız sinemasının son
yıllardaki en önemli isimleri Coen kardeşlerin mükemmel olmayan fakat olmasını
hep istediğimiz ya da böyle görmeye çalıştığımız bu filmi yıllar geçtikçe
değerine değer katacağa benziyor.
Filmden birkaç sahneye göz
atalım. Ahbap diğer Lebowski'ye gider. Adamın evinde onunla görüşmeyi beklerken
aynaya bakar. Aynada Time dergisi yılın adamı yazmaktadır. İşte size
görsellikle başkarakterini anlatmaya çalışan yönetmenlik harikası sahne.
Bir diğer sahnemizde Donny
ölmüştür. Walter ve ahbap küllerini savururlar. Aşağıda izleyebileceğiniz sahne
en komik sahnelerden biri ve tam bir kara mizahtır.
Son olarak filmimizin müthiş müziklerinden birini paylaşalım. Bob Dylan söylüyor, the man in me…
Son olarak filmimizin müthiş müziklerinden birini paylaşalım. Bob Dylan söylüyor, the man in me…
En Sevdiğimiz Ahbap:Büyük Lebowski
Reviewed by sineMakale
on
Ağustos 24, 2017
Rating:
Hiç yorum yok: