Stüdyoların, müzik kullanarak
izleyicilerin daha güçlü duygusal tepkiler verdiklerini fark ettikleri sessiz
filmlerin ilk günlerinden itibaren müzikler filmlerin ayrılmaz bir parçası.
Doğal olarak bu da film müziği bestecileri ve orkestraların önünü açtı. Bugün
artık müzikler filmlerin ayrılmaz bir parçasıdır.
Bununla birlikte bir filmi tam
anlamıyla tamamladığını söylediğimiz bu tip müziklere aslında nadir olarak
rastlıyoruz. Daha nadir olarak rastladığımız bir diğer şey ise filmlerinden
daha başarılı olan müziklerdir ki bu her ne kadar müzisyen için bir başarı olsa
da aslında filmin bir yan unsuru olan müziğin filmin önüne geçmesi filmin
başarısını gölgeleyen bir unsurdur.
İşte bu yazımızda bu tip film
müziklerinden birkaç tanesini listeleyeceğiz.
1. The Village - Köy
Köy belki de bu listede yukarıda
bahsettiğimiz en önemli karşıtlığı sunuyor. M. Night Shyamalan, Altıncı His ve İşaretler filmlerinin hemen ardından 2003 yılında The
Village’i çekti. Filmin konusu başlangıçta umut verici gözükse ve
gişede fena bir başarı yakalamasa da eleştirmenler tarafından ne yazık ki
yeterince beğenilmedi. Ayrıca senaryonun çalıntı olduğu söylentileri de filmin
başarısını gölgeleyen önemli bir faktördü.
Tüm bunlara rağmen The
Village’in James Newton Howard tarafından bestelenen müzikleri yaygın bir
övgü aldı ve bugün yirmi birinci yüzyılın en iyi film müziklerinden biri olarak
gösteriliyor. En İyi Film Müziği dalında aday gösterildiği Oscar ödülünü
alamasa da sonrasında AFI (American Film Institute) tarafından en iyi film müziklerinden
biri olarak seçildi.
2. Bram Stoker’s Dracula
Francis Ford Coppola'nın
Bram Stoker’ın romanının ürkütücü uyarlaması nispeten olumlu karşılansa da
başroldeki Keanu Reeves'in oyunculuğu ağır eleştiriler aldı.
Coppola 1991 tarihli filminde
Dracula’nın tarihinin keşfedilmemiş sularına yelken açtı. Bu fena bir fikir
olmasa değildi ancak film izleyiciler tarafında biraz garip karşılanan
geleneksel operatik bir tarzda beyazperdeye aktarıldı.
Böyle olunca da Polonyalı besteci
Wojciech
Kilar’ın müzikleri filmin karanlık atmosferine uygun parlak bir seçki
oluşturdu. Müzikler bir yandan eski tip klasik gerilim severlere seslenirken öte
taraftan modern tınılarla da doludur. Kullanılan erkek korosu ve solo opera
vokalleri ise izleyici üzerinde iki kat korkutucu bir etki yaratır.
3. The Beach - Kumsal
Slumdog Millionaire, Trainspotting,
127
Saat, 28 Gün Sonra gibi başarılı filmlerin İngiliz yönetmeni Danny
Boyle’un 2000 tarihli filmi The Beach-Kumsal, macera, mutluluk
ve hayatın gerçek anlamını bulma konusunda felsefi bir gerilim filmidir. Film John
Hodge’in aynı adlı romanından uyarlanmıştır. Tayland'ın yanı sıra
Asya'nın egzotik yerlerinde çekilen filmde başrolde Leonardo Di Caprio'yu
izleriz.
Film hakkındaki tartışmalar daha
çekimler sırasında başlar. Film ekipleri senaryoda yazan cennet benzeri seti
yaratmak için Tayland’da filmin çekildiği bölgedeki ekosisteme ciddi zarar verirler.
Hatta bu sebeple Tayland Hükümeti ile mahkemelik bile olurlar.
Bunun ötesinde Hodge’un tutarsız
senaryosu, henüz kariyerinin başlarında olan DiCaprio’nun başarısız oyunculuğu
ile birleşince ortaya sadece ucuz bir gerilim filmi çıkmasına sebep olur.
Filmin müzikleri için ise Twin
Peaks’in bestecisi Angelo Badalamenti ile anlaşılmıştır.
Belki de film için yapılan en doğru tercih budur. Badalamenti geleneksel
orkestranın yanı sıra kullandığı yerel enstrümanlarla kültürel bir özgünlük ve samimiyet
taşıyan müzikler bestelemiştir.
4. The Bodyguard
Bodyguard için belki de gişe
yapmak üzere Whitney Houston'ın popülaritesinden yararlanılmıştır desek
yanlış olmaz. Ancak bir filmde az olsa bir sinemasal başarı olmaz mı? Bu filmde
kesinlikle yok. Hatta o derece ki 1992’de izleyici ile buluşan filmi
eleştirmenler “Whitney Houston'un müziği
için melodramatik bir tanıtım ürünü” olarak nitelendirmişler. Yani o derece
ki farkındaysanız Kevin Costner’dan bahsetmedim bile.
Bodyguard'ın müzikleri teknik olarak
usta Alan
Silvestri tarafından bestelense de soundtrack aralarında "I
will always love you" şarkısının da olduğu ve kuşağının en iyi
kadın şarkıcılarından biri olan Whitney Houston'ın şarkılarından hazırlandı.
Böyle olunca filmin soundtrack albümü ana akım müzik albümlerinin satışına
rakip olan, tüm zamanların en çok satan film müziği albümü haline geldi.
5. Chronicles of Narnia: The Lion, the Witch and the Wardrobe – Narnia Günlükleri:Aslan, Cadı ve Dolap
Narnia Günlükleri, Yüzüklerin
Efendisi filmlerinin fantastik camiada yarattığı başarının ardından 2005
yılında çekildi. Film, fantastik edebiyatın önemli isimlerinden olan C.S.
Lewis'in çocuk serisinden uyarlandı. Ne yazı ki film izleyiciye Peter
Jackson'ın Tolkien'in çalışmalarından uyarladığı filmlerin aksine gerçekçi
olmayan CGI efektleri ve genelde kötü bir oyunculuk izlettirdi. İlk filmi
benzer özelliklerde iki film daha izledi.
Sadece çocuklar arasında sınırlı bir popülerliğe kavuşan film, her ne
kadar makyaj alanında Oscar alsa da her zaman vasat bir film olarak anılacak.
Hollywood'un genç bir bestecisi
olan Harry Gregson-Williams’ın müzikleri ise belki de Narnia filmlerinin en
başarılı tarafıydı. Onun orkestral ve zarif müziklerine, büyüleyici koro
vokalleri, flütler ve yumuşak piyano tınıları hakimdi.
Başarılı film müziklerine farklı
bir açıdan baktığımız bu yazıyı dilerseniz kadife gibi bir sesle noktalayalım. Whitney
Houston söylüyor, “I will always love you”
Kaynak:Taste of cinema
Filmlerinden Daha İyi 5 Film Müziği
Reviewed by sineMakale
on
Ağustos 27, 2017
Rating:
güzel konu bulmuşsuun :) benim için de örneğin, kieslowski bleu böyle :)
YanıtlaSil