Dün, yani 2 Ağustos 2017, sinema
cemiyetinin en önemli yönetmenlerinden biri sayılan Fritz Lang’in ölüm
yıldönümüydü. Bu vesileyle Lang hakkında birkaç kelam etmek ve erken dönem beş
filmini sizinle paylaşmak istedim.
Fritz Lang kimdir
Avusturya'nın Viyana kentinde 1890'da
dünyaya gelen Fritz Lang’in babası bir inşaat şirketinde yöneticiymiş. Lang
liseyi bitirdikten sonra Viyana Grafik Sanatlar Akademisi Teknik Bilimler
Fakültesi’ne girer ve resim eğitimi almaya başlar.Ardından 1913-14 yılları
arasında ise Paris'e giderek resim eğitimini burada sürdürür. Birinci Dünya
Savaşı'nın başlayınca Viyana'ya geri dönen Lang orduya katılır. Haziran 1916'da
ağır yaralanır.İstirahati sırasında filmler için bazı senaryolar yazmaya
başlar. Sonrasında Berlin'de bulunan ve sahibi bir Amerikalı olan Nero Film
adında bir yapım şirketinde kısa bir süre yazarlık yapar. Arkasından ise
yönetmenlik kariyeri başlayan Fritz Lang,1922- 1931 yılları
arasında en ünlü filmleri olan Dr. Mabuse, der Spieler (1922), Die Nibelungen:
Siegfried (1924) Metropolis (1927) ve M’yi
(1931) çeker.
Nazi Propaganda bakanı Goebbels’in,
kendisine Alman Sinema Enstitüsü Başkanlığı görevini önermesi üzerine bir Nazi
karşıtı olan Lang, tası tarağı toplayıp önce Paris’e sonra ise Amerika Birleşik
Devletleri’ne gider. Burada çok sayıda film çeken Lang, 2 Ağustos 1976’da 85
yaşındayken Los Angeles’ta yaşamını yitirdi.
Sinemanın devlerinden biri olan Lang’in neredeyse bütün filmleri belli bir kalitenin üzerinde. Dolayısıyla aşağıda yer verdiğim filmler için, elbette ki Fritz Lang’in en iyi filmleri diyemem. Bahsedeceğim filmler, diğerleri arasında bir adım öne çıkanlar ve erken dönem filmleri olacak.
Dr. Mabuse, The Gambler,
bir üçlemenin ilk filmi. Diğer iki film olan Das Testamentdes Dr. Mabuse
(1933) ve Die 1000 Augendes Dr. Mabuse (1960) de yönetmenin
filmografisinde önemli yer kaplamalarına rağmen, 1922 tarihli Dr.
Mabuse, The Gambler, Fritz Lang’in ilk başyapıtı olarak
kabul edildiği için bu listede yer alıyor. Norbert Jacques’in romanından Lang
tarafından senaryolaştırılan film dört saati aşan sessiz bir destandır.
Zihin kontrol ve hipnoz gibi yeteneklere
sahip olan Dr. Mabuse, bu yeteneğini bir suç örgütünün lideri olmak için
kullanmıştır. Yeteneği ile kumarhanelerden ve borsadan yüksek paralar kaldıran Mabuse
bir süre sonra şüphe çekmeye başlar.
Film, sessiz sinemaya mesafeli
duran kişiler için de heyecan verici bir deneyim olabilir.
Aynı yıl içerisinde çekilen Siegfrieds
Tod ve Kriemhilds Rache adlı iki bölümden oluşan film, Nibelungen
adlı bir Germen destanıydı ve Adolf Hitler’in dikkatini
çekecek her şey vardı. Böyle olunca Goebbels’in de dikkatini çekmekten
kaçamadı. Ama Lang Nazi propagandası yapmak istemiyordu.
İşçi sınıfı ve toplumun kaymak
tabakasının keskin bir şekilde bölündüğü, bugün örneğine oldukça fazla filmde rastladığımız
distopik bir şehirde, şehrin yöneticisinin oğlu Freder, iki sınıf arasındaki
farklılıklar ortadan kaldırmayı hedefleyen bir işçi sınıfı peygamberine aşık
olur.
Gerek teknik gerekse gelecek
öngörüsü anlamında döneminin oldukça ilerisinde olan Metropolis aynı zamanda ilk
insansı robotu da izleyici ile buluşturan film olarak bilinir. Yedi yüzü aşkın
oyuncu, bini aşkın figüranın rol aldığı filmin ateizm ve kapitalizmi övüyor
bahsiyle ülkemizde gösterimi yasaklanmıştır.
Fritz Lang'ın ilk sesli filmi
olan M çığır açan bir seri katil filmidir aynı zamanda. Lang sesi de sessizliği
de büyük bir başarı ile kullandığını ispatlamıştır. Adalet fikrini insanoğlunun
beynindeki en ilkel dürtülerle zorlayan filmde bir Alman kentinde polisin yakalayamadığı
bir çocuk katilini yakalamak üzere diğer kriminal tiplerin olaya dahil olması
anlatılıyor.
Lang, M’deki mahkemeyi bu kez
Amerika Birleşik Devletleri’ndeki ilk filmi olan Fury’de kurar. Kitlelerin
içindeki o vahşi linç duygusunu Lang’in cesur kamerasından yakın çekimle
izleriz. Küçük bir çocuğun ölümünden sorumlu tutulan ancak gerçekte masum olan bir
adamın tüm yetkililerin gözü önünde lincine tanık oluruz. Lang bir yandan yargı
sisteminin yavaş işlemesine dokundururken bir yandan da faşizmi belli bazı coğrafi
sınırlar içerisine hapsetmemek gerektiğini, sistem Almanya’da nasıl işliyorsa,
ABD’de de öyle işlediğini gözüne sokar izleyicinin.
Son Söz
Henüz ne bilimkurgu filmlerinin, ne
seri katil filmlerinin ve ne de kara filmlerin olmadığı bir dönemde sinemaya
adım atan Fritz Lang, tüm bu türlerde eserler verdi. Hiçbir filmi sıradan olmayan
Fritz Lang’i bugün haklı olarak sinemanın dahi yönetmenlerinin arasında sayıyoruz.
Metropolis’in fragmanıyla yazıyı
sonlandırayım. İyi seyirler…
Fritz Lang ve Zamanın Ötesinde 5 Filmi
Reviewed by sineMakale
on
Ağustos 03, 2017
Rating:
ben fritz lang hastasıyım. son zamanlarda onbir filmini izledim :) bu listeye eklenecek bak şey var. house by the river. :) ama nibelüngen izlememişim. bakayım ona da :)
YanıtlaSilYazdığım yazıların meraklılarına ulaştığını görmek çok hoş oluyor
Sil