En İyi Beş Köpekbalığı Filmi

Semih Kuru – 14 Ağustos 2017

Bu sıcak yaz günlerinde benim sadık yarim engin maviliklerdir diyenler bugün biraz ürkütücü bir yazı okuyacaklar. Sizler için en iyi beş köpekbalığı filmini listeleyeceğiz.

Şüphesiz gerçekten iyi yapılmış bir su altı korku filmi gibisi yoktur. Dalgaların hemen altında seni bekleyen doğal bir tehdit vardır ve sen onun için sadece bir yemeksindir. Besin zincirinin en üzerinde olduğunu düşünen insanoğlunun egosu için bundan daha büyük tehdit ne olabilir ki?

Hele bahsettiğimiz bu sualtı canlıları 400 milyon yıldır gezegenimizin %70’den fazlasını kaplayan sularda hüküm süren köpekbalıkları olunca. Su altı köpekbalıklarının doğal yaşam alanıdır ve biz insanlar oraya girdiğimizde hakimiyet alanımızın sonuna geliriz. Neredeyse tüm vücutları kasla kaplı olan, yaklaşık üç  km öteden kan kokusunu alabilecek duyarlılıkları ve bıçaktan keskin birkaç sıra dişleriyle sualtı tamamen köpekbalıklarının egemenlik sahasıdır.   

Bir de bu denli ölümcül özelliğe sahip olan yaratıkların filmlerde olağanüstü özelliklerle donatıldığını düşündüğümüzde köpekbalığı temalı filmlerin tam bir korku şölenine dönüşmektedir.

Yazıya geçmeden önce son bir not: Köpekbalıkları tarafından yılda ortalama beş insan evladı öldürülürken, insanlar tarafından yüz milyona yakın köpekbalığı öldürülmektedir. Buradan bakarsak aslında insanların köpekbalıklarından değil, köpekbalıklarının insanlardan korkması gerekiyor. 

Evet şimdi en iyi beş köpekbalığı filmi listemize geçelim:

Open Water – Açık Deniz

Her şeyden önce şunu belirtmeliyiz ki köpekbalıkalrı gerçekten çok inandırıcı. Film için saatlerce canlı çekim üzerinden köpekbalıklarının davranışları yeniden canlandırılmış. Filmi birçoğunuz izlemiştir. Oldukça zengin bir çift Karayipler’de tatile giderler ve burada derin deniz dalışı yapmak üzere bir tura katılırlar. Rehberin bir sayım hatasının kurbanı olan çiftimiz ne yazık ki okyanusun ortasında dımdızlak kalırlar. Köpekbalıkları filmin ağırlık noktası olmasına karşın Açık Deniz tam anlamıyla bir hayatta kalma mücadelesi. Bu filmi listemizin başına almamızdaki en büyük sebep ise köpekbalıklarının özel efektlere ihtiyaç duyulmadan olduğu gibi izleyicinin karşısında çıkarılmaları. Onlar sadece bildiğimiz köpekbalıkları. Bu durum bile yeterince korkunç zaten.

Jaws

Filmin kırk yılı devirdiğini düşünürsek köpekbalığı canlandırmasının döneminin oldukça ilerisinde olduğunu söylemek gerekli. Ne de olsa kameranın arkasındaki isim Steven Spielberg. Şüphesiz şimdiye kadar çekilmiş en ikonik köpekbalığı filmi olan Jaws’ın menüsünde tatil için ABD’nin doğu sahillerindeki bir sahil kasabası olan Amity’e gelen yazlıkçılar var. Jaws ortaya çıkınca kasabanın polis şefi Brody sahilin kapatılmasını önerir ama turizm gelirlerinin düşeceği gerekçesiyle şehrin diğer ileri gelenleri buna karşı çıkar. Sonrası… Sonrası renk.

Elbette bu film sadece bir köpekbalığı filmi değil. Kısa vadeli kazançlar nedeniyle baş göstermesi olası felaketleri görmezden gelmeye de işaret eden metaforik anlamlar da taşıyor.

Deep Blue Sea – Mavi Korku

Bu filmdeki köpekbalıkları ne kadar inandırıcı? Hiç değil. Ama zaten filmi harika kılan özelliklerden biri de bu filmdeki hiçbir şeyi ciddiye almanız gerekmemesi.

Okyanusun ortasında bulunan yüksek teknoloji ürünü bir laboratuarda, alzheimer tedavisi geliştirmek için köpekbalıklarının genleriyle oynanır. Bu da, köpekbalıklarının vücut boyutlarının büyümesine ve zihinsel yeteneklerinin artmasına neden olur. Dolayısıyla bu mükemmel avcılar daha da tehlikeli bir hale bürünürler.

Deep Blue Sea, izleyiciye çok fazla bir şey vaat etmeyen bir film. İzleyici entelektüel, uyarıcı bir film izleme maksadıyla bu filmi izlerse hayal kırıklığına uğrar. Eğer bir korku filmi izlemek amacıyla sıcak koltuklarına yerleşirlerse işte o zaman filmin tadını çıkarırlar. Akışa bırakın ve filmin sizi yeterince korkutmasına izin verin. Hepsi bu!

The Shallows – Karanlık Sular

The Shallows’da güzeller güzeli bir sörfçü olan Nancy  (Blake Lively) ile onu yemek konusunda oldukça ısrarcı olan bir büyük beyazın arasındaki mücadeleyi izliyoruz. 

Filmimizin şuh başrol oyuncusu Blake Lively ise oyunculuk konusunda pek yeterli olmasa da bikinisiyle birlikte 87 dakika boyunca kendini izlettirmeyi başarıyor.

Şunu da söyleyelim, The Shallows akıllıca kurgulanmış bir B filmi.

Yönetmen Collet-Serra'nın detay odaklı yönü oldukça inandırıcı bir büyük beyaz köpekbalığını izleyici ile buluşturuyor.  Collet-Serra,  görüntü yönetmeni Flavio Martínez Labiano ile birlikte oldukça başarılı bir iş çıkarıyor.

The Reef – Dehşetin Dişleri

Bu kez menüde tekneleri batan dört kişi var. Luke’un harika bir işi vardır. Zenginlerin satın aldıkları yatları onlara teslim eder. İşte bu seyahatlerinin birini fırsata çevirmek isteyen Luke arkadaşı ve kız arkadaşlarını da tekneye davet eder.

Gerçek olaylara dayanan bir film olan The Reef’in yönetmeni ve senaristi, tatilci yeme konusunda oldukça iştahlı olan bir Avustralya timsahını anlatan korku gerilim filmi Black Water’un da yönetmeni olan Andrew Traucki.  Oyunculuk ise benzer filmlerde gördüklerimizden daha iyi. 

En iyi beş köpekbalığı filmini listelediğimiz yazımızı The Shallows – Karanlık Sular filminden harika bir şarkı ile bitirelim. Sia söylüyor, Bird Set Free...