Yönetmen Ken Loach ve senarist Paul Laverty’nin kapitalizmin günahlarını teşhir ettiği filmlerden biri daha. “Üzgünüz, Size Ulaşamadık” ya da orijinal adıyla “Sorry We Missed You”, “Ben, Daniel Blake”te olduğu gibi yaşamın bir gerçeği olarak kabul etmeye zorlandığımız ekonomik kalkınmanın insani maliyetini anlatıyor bizlere.
Filmin ana karakterleri, Ricky ve Abby Turner, geleneksel işçi sınıfı ailelerinden gelen insanlar. Ricky 2008 yılındaki ekonomik buhranın ardından işini kaybeden eski bir inşaat işçisi. Yeni bir iş aradığında ise bir arkadaşının önerisi ile özellikle pandemi döneminde itibarıyla hayatlarımızda büyük yer kaplayan ve son zamanlarda sıkça kulağımıza çalınan “esnaf kurye” dediğimiz, bir makaleye atılan başlıkta olduğu gibi “işçi, ama işçi olmayan”, lafta kendi işine sahip olan ama günün sonunda elinde neredeyse hiçbir şey kalmayan bir işe başlıyor. Abby ise ise yaşlı ve hasta insanlara evde bakım hizmeti veren sözleşmeli bir sağlık çalışanıdır. Abby'nin işyerindeki sorunları ve bu sorunlar nedeniyle yaşadığı duygular filmde yeterince derinlemesine ele alınmasa da, seyirci onun iş hayatındaki zorluklarla nasıl başa çıkmaya çalıştığını ve bu durumun onun duygusal durumunu nasıl etkilediğini de gözlemleyebiliyor.
Film, bu iki karakterin ağır çalışma koşulları ve bu koşulların etkilediği aile hayatını ustalıkla işliyor. Loach, filmde aile dinamikleri ve sosyal adaletsizliğin nasıl birbirine bağlı olduğunu vurgularken Ricky ve Abby'nin yaşadığı zorlukların, sadece bireysel değil, aynı zamanda toplumsal ve yapısal sorunlarla da ilişkilendirildiğini ifade ediyor.
"Sorry We Missed You", günümüz kapitalizminin acımasız gerçeklerini yansıtan bir ayna adeta. Kurye sektöründeki esnek çalışma koşulları, işçilerin neredeyse köle gibi çalışmasına neden olurken, aynı zamanda aile bağlarını ve insan onurunu da yok ediyor. Film, işçi sınıfının yaşadığı ekonomik ve duygusal sömürüyü açığa çıkarırken, aynı zamanda sendikal haklar, iş güvencesi ve sosyal adalet gibi temel konuları da ele alıyor.
Loach filme dair verdiği bir röportajda, işçi sınıfının günlük yaşamının, karıncaların ezilip yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olduğu gibi, modern kölelik olarak adlandırılabilecek koşullarda geçtiğini ifade eder. Ona göre, "Sorry We Missed You" işçi sınıfının mücadelesini ve toplumsal adaletsizliği ele alırken, sendikal hakların korunması ve güvenceli iş koşullarının sağlanması gerektiğini belirtmiştir.
Ken Loach'un "Sorry We Missed You" filmi, işçi sınıfının günlük mücadelesini cesurca ve etkileyici bir şekilde izleyiciye taşıyor. Film, seyircilere sorgulatıcı bir perspektif sunarken, aynı zamanda işçi sınıfının insanlık onurunu ve dayanışmasını da vurgular.
Türkiye’de de moto-kuryeler hak mücadelelerini sürdürüyor. Emeğiyle geçinen milyonlar olarak onların bu mücadelesine destek verilmesi gerektiğine inanıyorum.
Hiç yorum yok: