Amerikalı yönetmen Sean Baker'ın çektiği "Anora" adlı film, Cannes Film Festivali'nde Altın Palmiye'yi kazanarak büyük bir başarı elde etti. "Anora," Rus bir oligarkın oğluyla evlenen bir seks işçisinin başına gelenleri anlatan eğlenceli ve cesur bir hikaye. Mikey Madison'ın başrolde yer aldığı film, eleştirmenler tarafından büyük övgü aldı. Baker, ödülü alırken seks işçilerine ithaf etti ve bu duygusal anlarda kendisine ödülü veren Lucas'a sarılarak "Gerçekten şu an ne olduğunu anlamıyorum," dedi.
George Lucas da üç onur ödülünden birini aldı. Lucas sahneye çıktığında, salondaki alkışlar adeta bir gök gürültüsünü andırıyordu. Lucas'a onur ödülünü, yakın arkadaşı Francis Ford Coppola takdim etti. Coppola, Lucas'a "küçük kardeşim" diye hitap ederken, kendi filmi "Megalopolis" ile de festivalde yarışıyordu ama ödül kazanamadı.
Greta Gerwig'in başkanlığındaki jüri, İranlı yönetmen Mohammad Rasoulof'un "The Seed of the Sacred Fig" adlı filmini de özel ödüle layık gördü. İran’daki Kadın, Yaşam, Özgürlük protesto hareketi sırasında küçük bir ailenin yaşadığı trajediyi anlatan bu film, Rasoulof'un ülkesinden ayrılmak zorunda kaldıktan sonra bizzat kabul ettiği bir ödül oldu. Rasoulof, Instagram'da paylaştığı bir gönderide, sekiz yıl hapis cezasına çarptırıldığını duyurmuştu.
Festivalin ikinci en prestijli ödülü olan Grand Prix, Hintli yönetmen Payal Kapadia'nın "All We Imagine as Light" adlı filmine verildi. Modern Mumbai'de üç kadının birbirleriyle ve kendi arzularıyla yüzleşmelerini anlatan bu duygusal drama da eleştirmenlerin favorilerindendi. Kapadia, ödülü alırken başroldeki üç oyuncuyu ve festivalin arka planında çalışan herkesi sahneye davet ederek teşekkür etti.
En İyi Erkek Oyuncu ödülünü, Yunan yönetmen Yorgos Lanthimos'un son filmi "Kinds of Kindness" ile Jesse Plemons kazandı. Fransız yönetmen Jacques Audiard, "Emilia Pérez" filmiyle jüri ödülünü kazandı ve bu filmdeki performanslarıyla dört kadın oyuncu En İyi Kadın Oyuncu ödülüne layık görüldü. Ödülü kabul eden İspanyol trans oyuncu Karla Sofía Gascón, filmde Meksikalı bir kartel liderini canlandırıyor.
En İyi Yönetmen ödülü, 1917'de nişanlısından kaçarak postkolonyalizm üzerine bir yolculuğa çıkan bir İngiliz sivil memurun hikayesini anlatan "Grand Tour" filmiyle Portekizli yönetmen Miguel Gomes'e verildi. Gomes, ödülü kabul ederken, "Bazen şanslı oluyorum," dedi.
Sürpriz bir şekilde, En İyi Senaryo ödülü "The Substance" adlı İngilizce korku filmine verildi. Film, Hollywood'da gözden düşen bir aktris olan Demi Moore'un canlandırdığı karakterin başına gelenleri konu alıyor. Yönetmen Coralie Fargeat, Moore'a teşekkür ederek ödülü kabul etti.
Bu yılki Cannes Film Festivali, her zamanki gibi şaşırtıcı ve heyecan verici anlara sahne oldu. Festivalde ödül kazanan filmler ve performanslar, sinema dünyasında uzun süre konuşulacak gibi görünüyor.
Hiç yorum yok: