Bilimkurgu türünün unutulmaz eserlerinden biri olarak sinema tarihine damgasını vuran yapımlardan biri Maymunlar Cehennemi serisi.
İlk olarak 1968'de Charlton Heston'un başrolünde olduğu efsanevi bir filmle başlayan seri, o zamandan bu yana çekilen on filmle maymunların evrimine, insanlığın doğasına ve toplumun sınırlarına dair derin düşüncelerle dolu bir yolculuğa çıkardı bizleri.
"Maymunlar Cehennemi" serisi, insanlık tarihini ve toplumun temel yapısını sorgulayan derinlemesine bir hikaye sunar. Serinin filmleri, maymunlar ve insanlar arasındaki çatışma, özgürlük ve adalet gibi evrensel konular etrafında yoğunlaşır.
Maymunlar, insanların köleliği ve baskısı altında yaşamaktan kurtulup kendi özgürlüklerini ararken, insanlar da kendi egemenliklerini ve varlıklarını korumak için çabalarlar. Bu çatışma, insan doğasının derinliklerine inmeyi ve toplumun temel değerlerini sorgulamayı sağlar.
Kısacası seri özgürlük ve adalet kavramlarını sadece bir bilimkurgu hikayesi içinde değil, aynı zamanda insanlık tarihini ve toplumsal yapıyı sorgulayan, liderlik yapılarını ve toplumsal kontrol mekanizmalarını inceleyen derinlikli bir anlatı olarak ele alır.
Bu uzun girişten sonra geçtiğimiz hafta vizyona giren serinin onuncu ve şimdilik son filmi olan "Kingdom of the Planet of the Apes - Maymunlar Cehennemi: Yeni Krallık” filmine biraz değinelim. Film bizleri "Dawn of the Planet of the Apes" ve "War for the Planet of the Apes" kadar yükseltmese de yine de etkileyici bir deneyim sunuyor diyebiliriz. Yönetmen Wes Ball, Matt Reeves'in kurduğu atmosferi sürdürmede başarılı olmuş. Bununla birlikte bu film öncekiler kadar karanlık bir ton sunmuyor. Hikaye, yıllar sonra geçen ve şempanze Noa'nın, klanını Proximus Caesar'dan kurtarmak için verdiği mücadeleyi konu alıyor.
Filmin ana karakteri Noa, önceki üçlemedeki Caesar kadar karmaşık değil, daha doğrudan bir kahraman yolculuğuna çıkıyor. Ancak, Noa'nın insanlara dair önyargıları ve insanlarla olan yolculuğu oldukça ilgi çekici. Yan karakterlerin performansları da oldukça etkileyici, özellikle Peter Macon'un canlandırdığı Raka'nın.
Senaryo, karakterlerin ilk izlenimlerinin aldatıcı olabileceğini ve Noa'nın dünyasının sık sık yeni bilgilerle sınandığını başarılı bir şekilde yansıtıyor. Film, bazı gereksiz detaylara takılsa da genel olarak Planet of the Apes serisinin devamı olarak başarılı diyebiliriz.
Hiç yorum yok: